Dali's Cinema

Dali's Cinema
Dali's Cinema

11 Mayıs 2016 Çarşamba

KENDİNE DÖNÜŞÜN FARKLI BİR BOYUTU: “ANA YURDU”

Asya Pasifik Ödülleri’nden aldığı Jüri Özel Ödülüyle adından sıkça söz ettiren, ardından 22.Adana Altın Koza ve son olarak 27.Ankara Uluslararası Film Festivali’ne aldığı 6 ödülle damga vuran “Ana Yurdu” festivallerin ardından bu kez de vizyonda izleyicisiyle buluşuyor…
Filmi daha önce 21.Gezici Festival’de izleme şansı bulmuştum.  Şimdi film 27.Ankara Uluslararası Film Festivali ve 19.Uçan Süpürge Uluslar arası Kadın Filmleri Festivali’nde de yer almasıyla yeniden gündemde.



Yapımcılığını Adam Isenberg’in ve yönetmenliğini Senem Tüzen’in üstlendiği filmde Esra Bezen Bilgin ve Nihal Koldaş başrolleri paylaşıyor.

Senem Tüzen’in aynı zamanda kaleminden de çıkan Ana Yurdu’nda, annesine duyduğu sevgi ve nefret duygularının arasında sıkışıp kalmış olan Nesrin’in hikâyesine odaklanılıyor. Nesrin, planladığı romanını bitirmek üzere, zaten şehrin yoğunluğundan bunalıp, izole olmak adına kısa zaman önce ölen anneannesinin köy evine gidiyor. Çevre baskısıyla muhafazakârlaşmaya başlayan annesi Halise’nin beklenmedik bir ziyaret yapmasıyla tüm hayalleri bir anlamda suya düşüyor. Ardından da anne – kız arasındaki yüzleşmelere şahit oluyoruz.



Yönetmen Senem Tüzen, filmin senaryosunu oluştururken kendi yaşadıklarından yola çıkmış. Bir anlamda hikâyede gerçeklik var. Akıllıca bir senaryoyla karşı karşıyayız.  Bir anlamda toplum baskısının vurmuş ve belki de zedeleme noktasına getirmiş anne-kız ilişkisine fokuslanıyoruz. Emekli bir öğretmen olmuş annenin, büyük olan kızına bu kadar korumacı ve muhafazakâr yaklaşması her ne kadar izleyici olarak bizleri düşündürse de, hikayede o kalıbın dışına çıkamıyoruz. Aynı şekilde Nesrin’in köyün delisine son karşılaşmada karşı koyamaması da, düşündüren ayrı bir unsur.

Ama Senem Tüzen, o kadar kusursuz. bir set kurmuş ki reji gerçekten de üstün bir başarı koymuş. Işık kullanımı çok başarılı. Özellikle akşam ve karanlık yerlerde çekilen sahneler sinematografik anlamda filme büyük bir artı getiriyor. Setteki kusursuz çalışmak, kurgu masasına da rahat oturulmasını sağlamış. Kurgu da titizlik ve duruluk görüyoruz.



Esra Bezen Bilgin’in Nesrin karakterine gerçekten çok yakıştığını belirtmekte fayda var. Büyük bir başarıyla rolünü icra ediyor. Yönetmenle karakter üzerine çok konuşulduğu ve sette iyi bir iletişimin olduğu çok belli. Nihal Koldaş da anne rolünü büyük bir titiklikle seyirciye yansıtıyor.



6.Seans’ta daha önce Senem Tüzen ve Adam Isenberg ile film üzerine gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbete aşağıdan ulaşabilirsiniz.




“Ana Yurdu” 13 Mayıs’ta vizyona merhaba diyecek. “Başka Sinema” salonları Ana Yurdu için doldurmanızı şiddetle tavsiye ediyorum! :) Bu dünya tatlısı ve şeker iki insan büyük bir değeri ve ilgiyi gerçekten hak ediyorlar.



Filmin vizyon için hazırlanan yeni fragmanını da buradan izleyebilirsiniz...



Ayrıca 14 Mayıs Cumartesi yayınlanacak 6.Seans’ın 41.bölümü, film 27.Ankara Uluslararası Film Festivali özel bölümü olacak. Yine önce Senem Tüzen ve Adam Isenberg’in ödül üzerine duygu ve düşüncelerine de oradan ulaşabilirsiniz… Yeni yazıda görüşmek üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder